aybeden aşk kazanan kim kim bu aşkın şehidi..
bunca kalabalık ortasında yalnız kaldın mı hiç sen
kalbine bir ağrı saplanıp dalıp gittin mi bilmeden
seni sordular ardından o gitti gelmez dedim
sus repçi bitti herşey herkese yalan söyle kendine sakın söyleme seviyorsun yine de
bana benden başka bir dost varsa bilmem lazım…
son dogum günüm de kendime yeni bir ben aldım
canımı yolda buldum tutum kolundan evime soktum
düşman kelimesini anlamını arkadaş sıfatını tasıyanlardan ögrendim
Gülmek uzun zamandır rol yaptığım bir oyun hiç gülemedim aylar oldu çünkü ışığım yoktu..
gözlerinde yaş olmasın tüm kalbim hep yanında..
çiğnedin geçtin herşeyi olsun aşkım hiç takma..
umutların bittiği yerim aşkı içime gömerim ayakta durmaya halim yok yine de koşabilirim.
bu gün doğum günün bebek öpücük koydum alnına kilometrelerce güller olsun bursa dan yanına
hadi silahı bırak, yaşamana bak hayat zor
yüzünüzü gerdirip önünüze bakmayı unutun
pek çok serseri geldi geçti, şimdi hiçbiri yok esti bitti ama gör bak ben gene buradayım
sen korktukca gül solar ama ben korkmam
Sonra sana donup baba acaba bu ne desin
Bence sen bi kıvır hadı jurı cossun
Ömür bi girdap eskilerde bir kelepce koluma hakim
Kimi zaman göğüs gerersin kimi zamansa - kayıp o ruha teslim Nefsim gölge boylarında.
Nedeni sahim nedeni bilemedimki derdim neydi
Anlatır bi şair ruhu ellerinde kurban ve
Göz kapaklarında derman olsa kime ne fayda
Bir nefes hayat verin bu adama yokki hiç gücüm
Öcüm damarlarımda gezinen rap yuvarlardımda…
çaresizlik dizlerimde pusuda bekleyişte sakin
Hal yalın ayak yalınken aklı alın…
Huzur özür dilemeli bana uğaramadığı her gün için
Gurur affetmeli ona sadık olamadım tek eksiğim
Belki buydu yazdıklarımı dinlenecek hale getiren
Zehri tatmak gerekir bazen bilki senin elinden….
Zorda olsa irade sende hakim her bi hücreme
Kilit sinirlerimde kazılı nefretimle….
Sardım sarmaladım sigaramı kırdım yapıştırdım
Tuttum ucunu yaktım baktım heryer yangın.
Emin ol emin yemin unutulmaz seni gidi it hislerin hain
Barış adına savaş saklanamaz kaçamazsın gözlerim şahin.
1 yorum:
bulduğuma emin olduğumda yüzüne şu şarkıyı söyleyeceğim 'the one'ı buldum ve kendisi kısa bir süre önce evlendi. yani 7-8 sene önce bulmuştum aslında. daha tanışmadan önce, ben onu uzaktan tanırken bir rüya görmüştüm ve o rüyaya kendimi inandırdım bir şekilde. nasıl oldu bilmiyorum insan zihni tuhaf bir oluşum. sapsarı bir yaz sabahı, gözümü onun kolları arasında açıyorum. sadece 10 saniye bile sürmeyen bir rüya. ben yazı sevmem bile. inandım.
zamanla önce konuşmaya başladık, sosyal mecralardan birbirimizi takip ediyorduk. hatta ben onu stalklıyordum saat başı. sonra 3-4 kez de görüşme çabamız oldu, başaramadık. son denemede tam olacaktı ama o beni o zamanlar gezi parkı'nda kurulan sahaf festivali'nde ekti, sözleştiğimiz halde gelmedi. soğuk bir ekim günü ellerim donarken onu bekledim saatlerce ama gelmedi, gelemeyeceğim kusura bakma diye mesaj attı. bak daha o zaman whatsapp, mesenger falan yok, sms var sadece. o gün geçti, kusura bakmadım olur dedim, insanların işleri çıkabilir. tam olarak 1 gün sonra bir süre önce evlendiği kızla tanıştı. hem de bugün en yakın arkadaşlarımdan birinin iteklemesi ile oldu bu. o gün sahaf festivali'ne gelseydi bugün buraya başka bir şeyler yazıyor olabilirdim. ama gelmedi. olmadı.
gel zaman git zaman aynı oluşum içinde çalışmaya başladık. ben farklı bir birimdeydim o farklı birimdeydi ama aradaki starbucks'ta 3-4 kez buluşup kahve içmişliğimiz oldu. artık sevgiliydiler, aynı evde yaşadıklarını biliyordum. ne fark ederdi ki? kendime hakim oldum ve bir şekilde duygularımı gömmeyi başardım. ona dair en ufak bir hayal bile bırakmamıştım zihnimde. insanı canlı tutan hayalleriydi, ben bir kısmını içimin de bir kısmıyla birlikte öldürmüştüm. ama iyiydim. instagram'da ikisini de takip ediyor, fotoğraflarını beğeniyordum. kanka ayağı dedikleri buydu sanırım. severek kavuşamadığın insanı bir şekilde hayatında tutmanın kod adıydı kankalık. hala da öyleyiz. artık konuşmuyoruz aradaki tek fark bu.
düğünleri kısa bir süre öncedi. kız tam tahmin ettiğim gibi çok güzel olmuştu, o da gerçek bir jön gibiydi. kıskanmadım ama dedim ya, ne fark eder? hayatımın aşkı olabilecek insanı bulmuş ve ellerimin arasından süzülerek kayboluşunu, bizim olmayışımızı canlı canlı izlemiştim. onunla ilgili daha acı ne yaşayabilirdim ki?
fotoğrafların hepsine baktım, tüm akrabalarını biliyorum çünkü, tek tek girdim hesaplarına baktım. içimde ince bir sızı oluşmadı desem yalan olur. ama bu sızının beni süründürmeyeceğini öğrendim zamanla. unutmak diye bir şey sahiden var mıydı ki? ben bir rüya gördüm, kendimi o rüyaya inandırdım, olmadı. gençtim, hayatımın aşkını bulmuştum, birlikte kitap bakacaktık. ama o gelmedi.
Yorum Gönder