Aşk Kimi zaman Acı Kimi zaman Mutluluktur, önemLi Olan ikisinide Kabullenmektir, Kabul edemeyen Kaldıramaz Aşkın Yükünü.
Aşkı Anlatır Bu Yazıları
Aşk; İki kişinin sokak kavgasına benzer, Bu sebeple ayıran hep bir yabancıdır..
Bulutlara yükledim hasret dolu günlerimi; şimşeklerle çaktırdım aşkımı; Yağmurlar yağdırdım gözyaşlarımla; minik meleklerle aşkımı gönderdim seni öpmeye geldiler.
Ben asla ağlamam deyip her gece yatağa yattığında aklına o gelip bakış açısından iki damla yaş süzülüyorsa eğer utançla işte o vakit aşıksın anlamına gelir.
Seni ne kadar sevdiğimi idrak etmek istiyorsan; yağan her yağmur damlasını yakalamaya calış.yakalayamadığın her yağmur damlası seni ne kadar sevdiğimin ispatıdır…
Güneşin ilk ışıkları gününü aydınlattığında ve içinde doğan nedensiz mutluluğu biriyle paylaşmak istediğinde, pencereni aç yeter.Ben o tatlı sessizlikte sen
Her insanoğlunun Hayatında 4 Mevisimi Vardır, Bu mevsimler insanoğlunun yaşamını Sonlandırır.
Aşkı Anlatan Anlamlı
Bu gece, seni üzen şeyleri düşünerek uyuma, bigün, biriyle, daima mutlu olacaığını düşünerek uyu.
Bu sebeple kesinlikle bigün, biriyle, daima mutlu olacaksın..
Buket Karadoğan yaşam mücadelem yaşam kaynağım seni sensiz yaşamak istedim başaramadım biran yoksun şeklinde davrandım başaramadım kendimi kaybettim oturup çocuklar şeklinde ağladım
Yaşam üç buçukla dört arasındadır ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.
Eğer benimle onun içinde bir seçim yapacaksan onu seç ben senin için asla bir seçenek değilim, sert mizacım buna izin vermez.
“Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanoğlunun.”
Bu yaşam seni benden aldı kim bilir seni benden alan sen oldun ve ben halen deli şeklinde asık olmama ragmen kendimi alamıyorum yardım edermisin bana Sevgilim ?
Sen hayatımın anlamlı kutup yıldızı oldun. Nerede olursam olayım ışığının altında sevginle uyudum.
Görmek istersen denizi yukarıya çevir yüzü deniz gibidir sema…
Hepimiz sevinirken ben üzülüyorum herkes herkes üzülürken ben üzülüyorum.
Bu aralar demeden edemeyeceğim Game of Thrones Sezon Finali çok konuşuluyor, siz de izliyorsanız linkten yorumları okuyabilirsiniz.
10 yorum:
çok yalnızım. belki de en büyük itirafım bu. etrafımda bu kadar insan varken hepsi de ağzımın içine bakıp beni bu kadar severken yalnızım. bi keresinde bu yalnızlıktan sıkılıp kusacak hale geldiğimde dayanamayıp gittiğim psikolog sen yüzünde maskeyle dolaşıyosun demişti. gerçek nanfeyi kimseler görmesin diye maske takmışsın hiç yorulmuyo musun diye sormuştu. işte etrafımdaki bu kadar insan o maskenin yanında. gerçek nanfe yalnız be sözlük. ama o kadar alışmışım ki o maskeye çıkarıp bakın ben burdayım diyemiyorum. ben kendim kendimi bu yalnızlığa mahkum etmişken kimseye gel beni kurtar diyemiyorum.
sadece okuyorum. samimiyetten uzak diyalogları, birilerini güldürmek için başka birilerinin kalbini kıran insanların cümlelerini, görmezden gelenleri, görmezden gelinenleri, susmak zorunda olanları, gerçekten susanları, hiç susmak istemeyip de susturulanları. gönül gözümüzle okuyabilsek keşke her şeyi. o zaman ne kadar çabuk iyileşirdi kırık kalpler.
insalr beni cok yoruyo kimseye belli etmemeye calisiyorum ama beni yoruyorlar artik takatim kalmadigi derece oluyo bedenimde ve ruhumda yeminle sözlük o kadar sikildimki mücadele etmekten hep tek forvet oynuyorum golü 'de atiyorum ama averaja baktigimda yedigim gol attigimdan daha cok kaybeden hep ben oluuorum cunku tek basima atiyorum o golleri rakipler hep çift santrfor bense tek onlara surekli orta yapan kanatlardan bindiren gokhan gibi quaresma gibi caner gibi orta yapan adamlar var ama bana kimse orta yapmiyo kendim kapip kendim atiyorum golu bu yuzdende kaybediyorum yani ben daha iyiyim evet rakip cenk tosun ama golu attiran cok ona bense yalniz basina kalmis iyi bir 3.lig golcusuyum
hayat anlardan ibarettir. bir ilişkiyi sahiplenmek güzel bir fikir; fakat pratikte çoğu zaman mümkün olmuyor. kimse kimseye katlanmıyor, ki katlanmak zorunda da değil. bu yazdıklarımın aksine, ömür boyu adanmış aşklar vardır ki ne mutlu onlara.
iliskilerde sorunlarim var..kaybetme korkusu,guvensizlik çok nadir şüphe..ama bunlara sebep olanlar da sevgilim olanlar..bunca zamandır kendimi sucluyordum halbuki bütün suçlu sizsiniz..ulan melek gibi insanım ben mutlu olmak varken niye hayatı takintilarinizla zorlastiriyorsunuz.hic pisman değilim terkettiğim için.ben mutlu hatiralarimi hakeden insanlarla biriktireceğim,hepinize inat başaracağım..
arkadaşım abimle sevgiliydi ve ben abimin onu aldattığını öğrendim gidip söylemiştim ayrılmışlardı abim hala kimin söylediğini bilmez yazık oldu güzel kızdı der durur. yapacak bisey yoktu ama abim biraz şerefsizdir malesef, yine olsa yine yapardım.
nefret ettiğim bir şehirde sevdiğim işi yapıp sevdiğim insanlarla çalışıyorum. ama sosyal hayat sıfır (0) izinden izine uyuyorum. oysaki sümüklü üni arkadaşlarım her gece başka yerde. skcm
bu dünyanın tartışmasız en aptal aşığıyım. çünkü hala aşığım. üç yılı aşkın birlikteliğimizde yüzünü birkaç kez gördüm sadece bir kez sarılıp öptüm sürekli mesafelar vardı aramızda ama bunu hiç sorun etmedim çünkü aptalım.
sürekli mutluz olan sevgilimi seviyorum diye ben de mutsuz olma pahasına bırakmadım çünkü aptalım.
kavgalarımız ne kadar çirkinleşirse çirkinleşsin bir kez bile ayrılığın sözünü etmedim çünkü aptalım.
defalarca ayrılalım bitti demesine rağmen hep ikna eden taraf ben oldum çünkü aptalım.
ayrılıp gitmesine altı ay ayrı kaldıktan sonra yalvar yakar sürekli peşinden giderek tekrar barışmasını için kendimi küçük düşürdüm çünkü aptalım.
tüm bunları yaparken zerre gocunmadım çünkü aptalım.
ıki gün haber alamadıktan sonra gelen iki cümlelik mesajla bütün yılları emeği sevgiyi bitirdi o ama. neden mi? çünkü o aptal değil.
aşk aptal oyunudur gençler, aşk sineğin ışığa gitmesinir. öyle kör olursunuz ki sonunda yanıp kor olacağınızı görmezsiniz.
ama o kadar aptalım ki kor halim bile hala yanmak istiyor.
uzun zamandan sonra radyo açtım, “gripin” çalıyor ciğerime dokuna dokuna “aşk nereden nereye”
ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum da. içine düştüğüm boşluğu anlatamam. geçenlerde fal bakan safsatacı arkadaş “13 kasım’da bu çocuktan haber alacaksın şekerim bak yaz bir kenara” dedi. böyle şeylere itibar etmem bilirsin. ama o 8 günü nasıl geçirdim bilemiyorum. elbette yazmadın...
kendim cesaret edemiyordum ‘bugün son’ demeye. biri benim yerime zaman verince iyi oldu. o gün sondu. 2,5 senelik bekleyişimin son günü, 13 kasım.
zaten düşünmem gereken çokça şey var. işsizim hala. o eski üniversiteli carpediem yanlarım törpülendi. sorumluluklarım da var. kendimi kendime adayacağım işte. 2,5 senedir “bugün son” diyemeyip fal safsatasıyla yapabilecek kadar aciz olsam da...
her gün biraz daha deliriyorum ve bunu psikiyatristimden başka farkeden yok. geçen sefer bana "bu süreç devam ederse, seni biraz hastanede dinlendirelim, ne dersin?" demişti.
aman neyse geçti artık demek istiyorum ama nasıl canım yandıysa düzenlemedim hala onca insanla konuştum görüştüm hepsinden buram buram iğrençlik akıyordu kimin ne karakterde olduğu kimin bana hangi gözle baktığı kısacası hayatımın içine sıçtın ne geldiyse başıma senin yüzünden geldi senin de canın yansın istiyorum.
Yorum Gönder